| Günlük Yaşantınızdaki Olaylar Çerçevesi =) Sohbet,Oyun vs. |
| | Dini Şiirler | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
NoNamE Admin
Mesaj Sayısı : 303 Yaş : 31 Kayıt tarihi : 09/10/07
| Konu: Dini Şiirler Ptsi Ocak 28, 2008 4:33 pm | |
| Ezeli Nur
Nurdan çehrendeki bu nikab da ne? Güneşlere tâç giydiren ışıkken Hep hicranla bunca yıl bunca sene Geçmiş gidiyor.. baharlar beklerken..
Doğ ruhlara arşdan gelen bürhanla İnlet dört bir yanı altın sadânla Hayat üfle sihirli râyihanla Hak adına üfül üfül eserken..
Konuş ki hatipler haddini bilsin İlâhî nefhanla ruhlar dirilsin Sâyende tâ zirvelere erilsin Başlamış gökler de bunu dilerken..
Ey mukaddes Kitab ey ezelî nûr Ey iklimi ziyâ etrafı huzûr Son demde bir kere daha ne olur Ağar, ışık karanlığı boğarken..
Bahar olmasa da sonbahar olsun Cihânlar bütün âvâzınla dolsun Yeniden nâmın her yanda duyulsun Şu fânî ömürlerimiz biterken... Yemenidir yasmaktir Bayraktir basörtüsü Simdi öz vataninda Tutsaktir BASÖRTÜSÜ
Zulümdür gelir geçer Inanan kalmaz nacar Kuytu sularda açar Zambaktir BASÖRTÜSÜ
Yine yollar kesildi Dersaneler basildi Bir kiz gözünü sildi Islaktir BASÖRTÜSÜ
Idealler arzular Yasaga nasil sigar Hergün yeniden dogar Safaktir BASÖRTÜSÜ
Düsme arsiz izine Kanma yalan sözüne Bacimin gül yüzüne Yapraktir BASÖRTÜSÜ
Beyzadeler sasirdi Ne görür ne isitir Bu bir kimlik isidir Bir haktir BASÖRTÜSÜ
Oyasi el örgüsü Namusun tel örgüsü Nene hatunun süsü Hak haktir BASÖRTÜSÜ SEBAT
Çarkedip durma öyle, maksuda eremezsin; Yerinde durmayınca, hedefe varamazsın! Eren sebatla erdi, gidip menzile vardı, Sen sebât etmeyince hiç menzil alamazsın! Yollar uzun ve yaman, yolcuya azık îman, İnançla gerilmezsen, bu yolda duramazsın! Köprü yıkık, yol bozuk, elden tutan kimse yok, Hak'la hemhâl olmazsan, yolları aşamazsın! Derin dere, sarp yokuş, Hak-erine hepsi hoş, Hakk'a gönül vermezsen, zirveye çıkamazsın! Varanlar vardı çoktan, Varlığa erdi (yok)dan, Sen tenden geçmeyince, dirliğe eremezsin! DAVA ADAMI
Kıvrım kıvrım Hakk’a uzanan ışıktan yolda, Benlik adına herşeyini aşan kahraman... Hilkata aid sırların anahtarında, Büklüm büklüm bir yumak onun elinde zaman.
Durmuş göğe giden yolda sonsuzluk soluyor, Ermiş Hızırla bir sırlı halvete önceden; Gelip geçenlere şafak mesajı sunuyor, Bağrında tek ışığın çakmadığı geceden...
Elinde meş’ale, saçıyor nür üstüne nür, Kandiller sıra sıra geçtiği her bucakta; Atlas ikliminde her dem üfül üfül huzür, Tütüyor onun anber kokusu her ocakta
Ve yeşeriyor uğradığı yerler ardından, Nara atıyor ovalar, vadiler, yamaçlar... Rüzgar bahar kokusuyla esiyor her yandan, Artık dirilip doğruluyor otlar, ağaçlar.
Sonsuzla içiçe onun düşünce dünyası, Dilinde bir yanık türkü, gönlünde heyecan; Gözlerinde rengarenk ahiret haritası, Benhiğinde nokta nokta ötelere iman...
__________________
RUHUMUN EMELİ
Eşyanın kollarında ve zamanla dizdize... Büyülendim gelince ahenkle yüzyüze... Rengârenk her yan, tüllenen mana buğu buğu, Bir tomurcuk açar gibi ötelere doğru... Her perdede ayrı bir visal, ayrı bir huzur; Vicdandaki irfanla bakınca her taraf nur... İçiçe güzellik her köşe, içiçe mana, Duruyor karşımda tabiat bir gül-i rana. Sesler, renkler, buudlar.. bu ne müthiş hendese! Vuruldum kâinat musikisindeki sese... Gökler ayrı bir kaneviçe.. ve ötesinde, Kudret; inse, cinne bir şey anlatma kasdinde. Yer cıvıl cıvıl insan, hayvan, ağaç ve toprak.. Sema başlar üstünde bir kitap.. yaprak yaprak... Yüzyüze iki levha birbirine bakıyor, Yıldızlar bizlere davet gamzesi çakıyor. O’na davet, sonsuza davet bütün soluklar, Her köşeye nurlar taşıyor nurdan oluklar. Senden ey Yüce Mevla, senden bu işler! Sen, ey bencil nefsim, senden bütün teşvişler! Ey Rab! Seni bilmemek hasret, yakınlık ateş; Sinelerde yanan kor ocaklardakine eş... Hele aşkın-hele aşkın.. aşkın tam bir cennet! Aşkınla dirilmeme, bir kere inayet et! Esma ve sıfatın her biri sır üstüne sır, Sırların ancak kapında kullarına hazır. Sultanlık işim mi! Ben bir kulağı küpeli, Kabul et, budur ilahi ruhumun tek emeli..! __________________
BÜLBÜLÜN ÇIĞLIĞI
Bülbül kuytu bahçelerde öter, Çiçeklerin raksettiği demlerde... Her nağmesi bir poyraz olur eser, Gariplerin dolaştığı yerlerde.
Feryadı sinemdeki ahlara denk Ve bayırlarda perde perde sesi.. Dövünür ta güneş doğuncaya dek; Alevden demetler tıpkı nefesi...
El değmedik ağaçların başında, Bir ömür boyu hiç durmaz inler; Hüzün çağlar gözlerinin yaşında, Kim görür,kim ağlar ve kimler dinler!? __________________
İDEAL RUHLAR
İnsan yüksek ideallerle yaşar; Çocukluk ufkunda tatlı rüyalar, Gençlikle ağaran zengin hülyalar, Ardarda beliren sırlı veralar... İnsan yüksek ideallerle yaşar!
Bahar çağlar gözlerinin içinde, Düşüncede dirildiği demlerde.. Hep ahu peşinde ıssız çöllerde, Bahar çağlar gözlerinin içinde...
Ufku çok engin dertliler yolunda; Bakışlar mahzun sineler gamlı, Havariler gibi ahd-ü peymanlı Nam-u nişan bilmez bir başka şanlı Ufku çok engin dertliler yolunda... Sonsuzlukla gülümseyen yüzleri, Ayrı bir beyan ayrı bir ifade.. Ötelerle sermest,ellerinde bade, Gönüller arıyor temiz ve sade Sonsuzlukla gülümseyen yüzleri. Kaf dağından ağır yükleri çekmek, Bir ömür boyu mukaddes ızdırap; Laubalilerce herşey bir serap.. İdeal ruhlar için şevk-ü tarap Kaf dağından ağır yükleri çekmek.
__________________ | |
| | | NoNamE Admin
Mesaj Sayısı : 303 Yaş : 31 Kayıt tarihi : 09/10/07
| Konu: Geri: Dini Şiirler Ptsi Ocak 28, 2008 4:33 pm | |
| AKINCI TÜRKÜSÜ
Atlastan cepkenli yiğit akıncı!? Dönmedin geriye bunca yıl oldu.? Gözlerim yollarda rûhumda sancı,? Elimde güllerim buruşup soldu.? Gezdiğim her yerde hep seni sordum;? Şimdi gelir diye hayaller kurdum.? Günler geçip gitti bekleyip durdum,? Bin hafakan sînem boşalıp doldu...? Ger dizgini artık, şahlansın atın!? Ger ki, vadedilen günler pek yakın!? Ufukta bahar var, unutma sakın!? Zulmet silindi, dört bir yan nûr oldu.? __________________
DERTLİ SİNELER
Sineler dertli, ruhlar sıkılmışsa kederden, Gözler mahzun, ufukta yeni doğuşlar bekler. Ve “ba’s-ü ba’del mevt”emri gelmişse kaderden, Her taraf canlanır, herşey “bahar!” der emekler.
Hiç durmaz, hep ümit peşinde yol alır alan, Yüreğindeki ateş ocaklardakine denk; Bir başka aydınlığa gebe önünde zaman, Yollar onun artık günler doğuruncaya dek...
Ufukta ışık cümbüşü, karanlıkta humma, Uçuşuyor yarasalar şaşkın ve elemli; Gözsüzler için bu geliş olsa da muamma, Hicranlı ruhların şafağı olduğu belli.
Yılları gam üstüne gam geçenlere bayram! Sarsılıyor eski meyhane ta temelinden... Geleceğe selam, gelenlere binler selam! Dönüyor şanlı akıncı artık seferinden... __________________
HAZAN VURMUŞ RUHLAR
Esip sarınca ruhları dörtbir yandan hazan, Yalnızlık ayrı bir dert, ülfet ayrı bir çile.. Göçmeye hazırlık ve sinelerde hafakan; Vedalaşma zamanı bundan böyle hepsiyle-(herşeyle)...
Dünya denen bu ise, tam ifritten bir azab, Gönüllerde burkuntu, dimağlarda bir sancı.. Artık yaşamak bir dert, onu duymaksa ızdırap, Bilmem nasıl geçecek hiç dinmeyen bu acı..?
Yetiş ey O’na iman, yetiş ki pek bunaldım! Kılıcım kesmez oldu, terkeşimde tek ok var; Aşılmaz bu tepeler Sen olmadan, inandım Ve inanç kuşağında yar oldu bana ağyar...
En tatlı hülyalarla koşayım yollarında, Senden gayri herşey kuru bir sevda gözümde; Noktalansın bu hayat ölümün kollarında, Değil mi ki Sen varsın arkamda ve önümde.
Yaşayıp doydum artık doyulmayan dünyadan, İsterse hemen bitsin şu bitmeyen sonbahar; Fırlasın bu son okum, fırlayıp çıksın yaydan, Kanıma bedel olsun bakışı şehla şikâr... __________________ | |
| | | | Dini Şiirler | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|